Haber

DEM Partisi Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan: AKP günlerinde sermaye güçlendi, işçiler yoksullaştı

DEM Partisi Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, KESK’in 11. Olağan Genel Kurulunda; “AKP döneminde sermaye güçlendi, işçiler yoksullaştı. İşçiler geçimini sağlayamaz hale geldi. Eminim ki bir gün hem darbeci iktidarı hem de 21 yıldır bu ülkeyi yöneten sermaye iktidarını yeneceğiz. Dayanışmamız ve ortak mücadelemizle, bir gün işçilerin, yoksulların ve diğerlerinin eşit yaşadığı demokratik bir cumhuriyet yaratacağız.” “Bunu yaratacağımıza olan inancımı koruyorum” dedi.

KESK’in 11’inci Olağan Genel Kurulu bugün Türkiye Barolar Birliği Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Kongreye katılan DEM Partisi Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan şunları söyledi:

“AKP GÜNLERİNDE SERMAYE GÜÇLENDİ, İŞÇİLER FAKİR OLDU”

“KESK sendikal mücadelenin gururudur. Duruşuyla, çabasıyla, direnişiyle… Bugüne kadar onun gibisi var mı bilmiyorum ama işçiyi, yoksulu temel alan sendikal çabasıyla takdire şayan bir duruş sergiliyor. KESK, hem sermayeden hem de devletten kopuk, üyeleri ve tabanıyla sadece KHK ile işten atılan, haksız ve hukuksuz bir şekilde görevine son verilenlerle KESK’in dayanışmasının örneklerinden biridir. Meslek örgütü olarak KESK’in direniş, dayanışma ve iş birliği konusundaki değerli duruşlarını yakından takip ediyor ve kendimize örnek alıyoruz.

TİSK Başkanı Halit Narin, darbenin ardından “20 yıldır işçiler güldü, bundan sonra biz güleceğiz” dedi. Darbeye gülenler kapitalistlerdi. Maalesef darbe sürecinin ardından AKP iktidarıyla birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Bizim dönemimizde grevler bitti, grevler ortadan kalktı. “Grevler ortadan kalktı” dedi. Erdoğan da sermaye yanlısı, sermayeyi güldüren, işçileri açlığa, yoksulluğa iten bir politikayı sürdürüyor. AKP döneminde sermaye güçlendi, işçiler yoksullaştı. İşçiler geçimlerini sağlayamaz hale geldi. Eminim ki bir gün dayanışma ve ortak çabamızla hem darbe yönetimini, hem de 21 yıldır bu ülkeyi yöneten sermaye iktidarını yeneceğiz. Bir gün işçilerin, yoksulların ve diğerlerinin eşit yaşadığı demokratik bir cumhuriyet yaratacağımıza olan inancımı sürdürüyorum.

“ÇÖZÜM NE İNGİLTERE’DE, NE AMERİKA’DA, NE EMPERYALİST ÇÖZÜM POLİTİKALARINDA. ÇÖZÜM AMED’DE” D “EDİR ANKARA’DIR”

Bugün Ortadoğu’da ve yaşadığımız coğrafyada çatışmalar ve savaşlar yaşanıyor. Bu savaşlar aynı zamanda bizi, kamu çalışanlarını, ezilenleri ve yoksulları da ilgilendiriyor. Türkiye, yanlış dış politikası ve yanlış Kürt politikasıyla giderek yoksullaştı. Bu savaş ve çatışma politikaları sonucunda daha da yoksullaştık. Soframızdaki ekmekler küçüldü. Artık geçinemez hale geldik. Bu savaşı sürdürenler bu ülkede hayatlarını çok rahat sürdürüyorlar. Kürtler bu ülkede hak sahibi olmak istiyordu, iktidarların Kürtlerin hak sahibi olmasını engellemeye çalışmadığı bir katliam olmadı ama bu vahşet ve baskı politikalarına rağmen bugün büyük bir Kürt sorunu ülkenin gündeminde olmaya devam ediyor. Değerli kongrenizde siz değerli işçi yoldaşlarımız huzurunda bir kez daha hükümete ve devlet aklına bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Evet, Kürt sorunu vahşetle, çatışmalarla, faili meçhul cinayetlerle, cezaevlerinde işkencelerle, binlerce Kürt tutsağın yurtlara gönderilmesiyle bitmedi; yavaş yavaş uluslararası bir konuma geldi. Büyüdü, işçileri, Alevileri, Türkleri ve bu ülkede yaşayan 86 milyon insanı etkileyecek bir nokta. Bu sorunun artık çatışma, reddetme ve inkar politikalarıyla çözülemeyeceğini, artık bu soruna bir çözüm bulunması gerektiğini bir kez daha yineliyoruz. Analiz ne İngiltere’de, ne Amerika’da, ne de emperyalist analiz politikalarındadır. Analiz Ankara Amed’de. İşçilerin elindedir, işçilerin iradesindedir.

“BU SAVAŞ İŞÇİLER İÇİN DEĞİL, BU SAVAŞ ÜLKEYİ YÖNETEN, DOLU SERMAYE İÇİN KİRA VEREN İKTİDAR İÇİNDİR”

Son günlerde savaşlar ve ölümler ciddi anlamda yüceltiliyor. Ülke ekonomisini, doğasını, sosyolojisini, toplumunu 40 yıldır Kürtçe konuşulmayacak şekilde çürümeye terk eden bu sistemi kutsallaştıranlar, bu politikaları bir kez daha tekrarlatıyorlar. Çünkü bu çatışma ve savaşlarda hayatını kaybedenler, bu savaşı isteyenlerin çocukları değil. Sıvasız evlerinde yaşayan işçilerin çocuklarıdırlar. “Bu savaş işçilerin değil, ülkeyi yöneten bir avuç sermayeye rant sağlayan bu hükümetin ve destekçilerinin savaşıdır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu