Eğitim Sen’den Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Açıklaması
(ESKİŞEHİR) – Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol, Eğitim Sen’in 10 Mart’ta toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ders yapılması ile ilgili kararına ilişkin bazı dernek ve sendikalar tarafından hedefe konulmasına tepki gösterdi. Demirkol, Nabi Avcı’nın Milli Eğitim Bakanı, Yusuf Tekin’in müsteşar olduğu dönemde de benzer bir uygulamanın hayata geçtiğini hatırlattı ve “Şimdi tepki verenler, MEB yapınca neden sesiniz çıkmadı” diye sordu.
Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol, Eğitim Sen’in 10 Mart’ta toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ders yapılması ile ilgili kararına ilişkin bazı dernek ve sendikalar tarafından hedefe konmasına ilişkin açıklama yaptı. Belirli grupların bilinçli olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini farklı yerlere çektiğini söyleyen Demirkol, şu ifadeleri kullandı:
“Bir süredir kimi sendikaların, dinci, gerici derneklerin, tarikatların ve cemaatlerin hedefine oturtulmaya çalışılan toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelemizden de kadını kamusal alandan çıkarma çabalarına karşın ‘kadın mücadelesi’ demekten de asla vazgeçmeyeceğiz. MEB’de Nabi Avcı’nın Bakan, Yusuf Tekin’in müsteşar olduğu dönemde 2014-2016 yılları arasında yürüttükleri Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi’ni (ETCEP) hatırlatmak isteriz. ‘Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkekler ile kız ve erkek çocukların haklar ve fırsatlardan tam ve eşit bir biçimde yararlanmaları ve sorumlulukları eşit olarak bölüşmeleri’ olarak tanımlanabilir.
“MEB bu protokolü açıkladığında elleri patlayıncaya kadar alkışlayan ikiyüzlüler”
“Siyasal iktidarların kanatları altında sendikacılık yapılmaz”
Üyelerinin aidatlarından maaş, huzur hakkı alarak mal mülk edinenler; bina, arsa, araç alımlarıyla yolsuzluk yapanlar, sendikacılığı zenginleşme aracı görenler; siyasal iktidarların kanatları altında sendikacılık oynamaya çalışanlar, artan kadın cinayetleri, çocuk istismarı, çocuk yaşta zorla evlilikler sorununa, kız çocuklarına ve kadınlara yönelik ayrımcılığı, şiddeti derinleştiren politikalara seslerini çıkarmayanlar, dinci, gerici, ırkçı dernek, vakıf, cemaat ve tarikatlarla imzalanan protokollerle okullar yol geçen hanı olurken, MESEM’lerde çocuk işçiler ölürken gözlerini kapayanlar, eğitimi kendi ideolojik görüşü doğrultusunda değiştirip dönüştürme çabalarını sürdürenler bize sendikacılık dersi veremezler.
“Kamusal, laik eğitimi sonuna kadar savunacağız”
Unutulmasın ki her gecenin bir sabahı, her karanlığın bir aydınlığı var. Yüz yılı aşan mücadele birikimiyle, 12 Eylül sonrası sendikaların kurulmasıyla ilgili konuşmalardan bile korkanlar varken bizler sendikalarımızı fiili ve meşru mücadele sonunda kurduk. Sendikalarımızı kurarken siyasal iktidarlara yaslanmadık, kanatları altında sendikacılık oynamadık, siyasal partilerden, vakıf, cemaat vb. gibi oluşumlardan icazet almadık. Bu nedenledir ki Eğitim Sen, eğitim iş kolunda örgütlü uluslararası sendika örgütlerinde ülkemizi temsil eden tek sendikadır. Kamusal, laik eğitimi sonuna kadar savunmaya, Türkiye’nin aydınlık yüzü olmaya devam edeceğiz.”